Kaplıcanın tarihi bundan çağlar öncesine dayanmaktadır. Antik Yunan ve Roma dönemlerinde de kaplıcanın son derece faydalı olduğuna inanılmış ve kaynak suların bulunduğu bölgelerde pek çok tesis inşa edilmiştir. Bu kaplıcaların çoğundan günümüzde de yararlanılmaktadır.
Termal sular; etkinliği bilimsel çalışmalar tarafından kanıtlanan bedenin gevşemesi, arındırılması ve iyileştirilmesinde kullanılan doğal tedavi yöntemlerinden birisidir.
Ancak yeraltından çıkarılan her su, termo-kaplıca şifalı içme suyu özelliğine sahip değildir. Bu özelliklere sahip olabilmesi için volkanik yer altı suyu özelliğinin olması gerekir ki, bu dahi termo-kaplıca şifalı içme suyu olabilmesi için yeterli değildir. Volkanik yer altı suyunun bu özelliklere sahip olabilmesi için:
Bu nedenle jeotermal kaynak ruhsatı ve kaplıca işletme ruhsatı almak ciddi bir süreçtir ve bu süreçte; T.C. Sağlık Bakanlığı Tıbbi Değerlendirme Kurulu, İlgili Valilik Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ve nihai olarak İlgili Valilik Sağlık Müdürlüğü olur raporları alınmadan kaplıca tesisi açmak mümkün değildir.
Ülkemizde halihazırda 201 adet Termal Kaplıca Tesisi bulunmakta olup bunlardan birisi de Therma La Dolce Vita’dır.
T.C. Gaziantep Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının 26.11.2020 tarih ve 2020/2 numaralı Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsatı uyarınca tesisimizde kullanılan “termomineralli su” yerin 780 metre altından çıkarılmakta ve doğrudan kullanıma sunulmaktadır. Derin kuyu özelliği nedeniyle su sıcaklığı kuyunun işleyiş hızına göre 35 celcius ile 42 celcius arasında değişkenlik gösterebilmektedir.
T.C. Sağlık Bakanlığı Tıbbi Değerlendirme Kurulu Raporu uyarınca; magnezyum, potasyum, kalsiyum, sodyum, amonyum, demir, bikarbonat, florür, klorür, sülfat ve silis zenginliği içeren termomineralli suyumuz, kaynak hekim kontrolünde:
Therma La Dolce Vita Kaplıca ve Kür Merkezi, tarih kadar eski Kaplıca geleneğini; emsallerinden farklı olarak işinde mahir taş ustalarının el emeğiyle oluşmuş ve yapımında tamamıyla doğal taş kullanılarak klasik ortaçağ mimarisi ve Osmanlı mimarisinin harmanlaması suretiyle inşa edilmiş Taş Havuzu ile sürdürmekte ve siz kıymetli misafirlerimizi bu emsalsiz deneyimi tatmaya davet etmektedir.